büyümüşsün. bir evin var. sevdiğin var. pencerende çiçekler var. sen çiçekleri çok severdin zaten.
işini seviyorsun. iş dediğim işte yaşamak. öğrencilik de bir iştir mesela. patron gelmezse dersin düştüğü tek iş. başarılısın.
elini kolunu sallayışın mesela. kendine nasıl da güveniyorsun. olaya bir de şu açıdan bakmaya ne dersiniz diyorsun. o eski reklam aklında. benim açım dar, bakışım eksik biraz, olsun.
uzağına düşmüşüm ama olsun. görüyorum ki mutlusun. birisini sevmek onun mutluluğuna sevinebilmek demektir diye düşünüyorum. içimde huzursuz olan kişinin ağzına biber.
yüzüme gülümseme.
seni çok seviyordum ben, yine seviyorumdur. seviyorsam otur izle bence. bak bir hayat ne güzel. adamın geleceği parlakmış, oh iyi.
sahiden mutlusun. bana ihtiyacın kalmamış, olursa diye şuralarda durayım.
seni seviniyorum. (çoğu içimden)